Hi Friends
Apart from my weekend activity posts, I haven't shared any travel post for a long time. Even though my activity on HIVE decreases during the summer months, I have been collecting topics to write in the autumn and winter months. Last week, I have started a travel post series consisting of three posts about my day trip to Bursa. The first part of my day trip to Bursa post series is about the Trilye neighborhood in Bursa's Mudanya district. For those who don't know, Bursa is the fourth largest city in Turkey and the second largest city in the Marmara Region, located in the south of Istanbul.
Merhaba Arkadaşlar
Haftasonu aktivite yazılarımın dışında uzun zamandır gezi yazıları paylaşmıyordum. Her ne kadar yaz aylarında HIVE’daki aktifliğim azalsa da sonbahar ve kış ayları için yazacak konular biriktiriyorum. Geçen hafta, günübirlik gittiğim Bursa turuyla ilgili üç yazıdan oluşacak bir gezi yazısı serisine başladım. Günübirlik Bursa turu yazı serimin ikinci bölümü, Bursa’nın Yıldırım ilçesinde bulunan Cumalıkızık Köyü ile ilgilidir. Bilmeyenler için belirteyim, Bursa İstanbul’un güneyinde yer alan, Türkiye’nin en büyük dördüncü, Marmara Bölgesi’nin ise en büyük ikinci şehridir.
After our three-hour trip to Trilye, we set off to go to Cumalıkızık Village. Since Trilye is in the north of Bursa and Cumalıkızık Village is in the south, we went back the way we had came. We arrived at this cute and colorful village at the foothills of Bursa's Uludag Mountain about an hour later. After parking the car in the parking lot, we started walking into the village. The first thing that came to my and my friend's mind was that Cumalıkızık Village was very similar to Şirince Village in the Selçuk district of Izmir. The center of the village was quite crowded. Foreign tourists also came to visit here.
Üç saatlik Trilye gezimizden sonra Cumalıkızık Köyü’ne gitmek için yola çıktık. Trilye Bursa’nın kuzeyinde, Cumalıkızık Köyü ise güneyinde olduğu için geldiğimiz yolu tekrar geri döndük. Yaklaşık bir saat sonra Bursa’nın Uludağ eteklerindeki bu sevimli ve renkli köyüne varmıştık. Arabayı otoparka park ettikten sonra köyün içine doğru yürümeye başladık. Benim ve arkadaşımın aklına gelen ilk şey Cumalıkızık Köyü’nün İzmir’in Selçuk ilçesinde bulunan Şirince Köyü’ne çok benziyor olmasıydı. Köyün merkezi oldukça kalabalıktı. Yabancı turistler de burayı ziyarete gelmişti.
Cumalıkızık village was founded in the 1300s, during the Ottoman Empire, and was included in the UNESCO World Heritage list in 2014. According to local people, it took its name from Friday because people gather here for Friday prayers. Kızık was added to the end of the villages between the foothills of Uludağ and the valleys. Apart from Cumalıkızık, there are five other villages whose names ending with Kızık. We didn't have time to visit them as well, but I guess they are not as beautiful as Cumalıkızık.
Cumalıkızık köyü 1300’lü yıllarda, Osmanlı İmparatorluğu zamanında kurulmuş ve 2014 yılında UNESCO Dünya Mirası listesine alınmıştır. Yerel halkın dediğine göre Cuma namazı için burada toplanıldığından adını da Cuma gününden almıştır. Uludağ etekleri ve vadiler arasında kalan köylerin sonuna kızık eklenmiştir. Cumalıkızık dışında adı kızık ile biten beş köy daha bulunmaktadır. Bizim onları da gezme fırsatımız olmadı, ama Cumalıkızık kadar güzel olmadıklarını tahmin ediyorum.
We started walking up through the stone-paved and unpaved streets from the center of the village. First of all, I can say, especially women, should choose suitable shoes to walk on these stone-paved streets. As you go up, colorful houses representing Ottoman rural architecture welcome you. Shades of white, yellow and blue were generally used in the paint of these houses. Most of these houses consist of shops selling souvenirs, olive products or food such as pancakes, fruits and vegetables for tourism activities.
Köyün merkezinden, taş döşeli kaldırımsız sokaklardan yukarı doğru yürümeye başladık. Öncelikle şunu belirteyim, özellikle bayanlar, bu taş döşeme sokaklarda yürüyebilmek için uygun bir ayakkabı seçmeliler. Yukarı doğru çıktıkça, Osmanlı kırsal kesim mimarisini temsil eden rengarenk evler sizi karşılıyor. Bu evlerin boyasında genellikle beyaz, sarı ve mavinin tonları kullanılmış. Bu evlerin büyük bir kısmı, turizm faaliyetlerine yönelik hediyelik eşya, zeytin ürünleri ya da gözleme, meyve ve sebze gibi yiyecek satan dükkanlardan oluşmaktadır.
As you go higher, the streets become more narrow and walking becomes more difficult due to the stone-paved streets. We walked to the end of the village. Cin Street, which is said to be the narrowest street in the world, is also here. To rest a little, we drank tea in a cafe-style village house. Then, we went down from the direction we came from and picked up the car from the parking lot.
Daha da yukarı çıktıkça sokaklar daralmakta, taş döşemeden dolayı yürümek biraz daha zorlaşmaktadır. Biz köyün sonuna kadar yürüdük. Burda ayrıca dünyanın en dar sokağı olduğu söylenen Cin Aralığı da burdadır. Biraz dinlenmek için kafe tarız bir köy evinde çay içtik. Daha sonra geldiğimiz yönden aşağı inedik ve otoparktan arabayı aldık.
Spending about two hours in the Cumalıkızık Village, we set out for our next stop. See you in the next post of my day trip to Bursa. All photos in this post belong to me. Thank you for reading.
Yaklaşık iki saat Cumalıkızık Köyü’nde zaman geçirdikten sonra bir sonraki durağımız için yola çıktık. Günübirlik Bursa turumun bir sonraki yazısında görüşmek üzere. Bu yazıdaki tüm fotoğraflar bana aittir. Okuduğunuz için teşekkür ederim.