ENG
Hello Dear Friends,
When you were little, especially in primary school, did you experience situations such as being ridiculed by your classmates, being jealous, or not being allowed into the game that was about to start? Peer bullying is defined as the physical violence or emotional aggression of children in their own age group, who come together and attack a friend they dislike or are jealous of.
I encounter this situation frequently at the school where I work. Students playing in the school garden during breaks try to have fun by calling their friends in the same class some nicknames. When I come across this incident, I try to explain it to my friends so they can understand the feeling they are experiencing. I think that the best solution in terms of awareness is that a person cannot fully understand and feel the feelings and thoughts of the other person.
Peer bullying is a prominent form of behavior in every age group. The worst part of this behavior is that the bullied child feels unimportant, powerless and abandoned. This situation may even cause the child to become depressed and lose self-confidence in the future.
I was exposed to this behavior among children for a short period of time. My father was working as a correctional officer in Bartın Special Type Closed Prison. The institution he worked for had certain rights granted to civil servants. One of those rights was the right to reside in public housing for five years. My father also used this right and we moved into lodgings.
The lodgings consisted of 3 buildings standing side by side: A block, B block and C block. There were 10 flats in each building, and a total of 30 families lived in the courthouse's lodgings. We were given the 5th floor of C block. Families living in all the blocks had children our age. We were going to school by the courthouse shuttle. At first they didn't want to include me. We had just moved. I felt like a stranger among them. In fact, when getting on the shuttle, everyone would hold a seat for their friend in the car. When I wanted to sit in the empty seats, they would say, "My friend will sit here, go to the back." There were many times when I went to school standing like that.
While my peers living in the lodging were studying at Fatih Secondary School, I was studying at Hendek Yansi Secondary School. Even this situation was enough for them not to include me. After returning from school, they would play games among themselves in the garden of the lodge. I would just watch them from outside. Even though it made me sad that they behaved like this, I would look for ways to make them love me.
One weekend, my peers were playing a football match in the neighborhood near the lodge. I was watching them from outside again. The football match was a neighborhood match. The children of our lodge were defeated. The person I found closest to me among them was Oktay. Oktay sprained his foot in that match and could not continue. They put me in the game instead. Maybe I showed my best fight until that age. Thus, we won that match. From that day on, we started to become closer to each other. Now they took me among them.
In order to prevent peer bullying, both educators and families have certain duties. The first thing to do is to contact the child or children who started the bullying, and to feel that the behavior is wrong and that the other child is very affected and upset by this situation. It is also wrong to make any effort to apologize to the person doing the bullying in this conversation. Just saying that his behavior is wrong and hurtful will be enough for a start.
I think that ways to minimize this behavior, especially in schools, should be sought to solve it by utilizing guidance services.
TR
Merhaba Sevgili Dostlar,
Küçükken, özellikle ilkokul yıllarında sınıftaki arkadaşlarınız tarafından alay konusu, kıskanılma ya da başlayacak olan oyuna alınmama gibi durumları yaşadınız mı? Kendi yaş grubundaki çocukların, bir araya gelerek, sevmedikleri ya da kıskandıkları bir arkadaşına karşı , fiziksel şiddet ya da duygusal yönden saldırış biçimleri, akran zorbalığı olarak tanımlanır.
Bu duruma çalıştığım okulda sıklıkla rastlıyorum. Teneffüslerde, okul bahçesinde oyun oynayan öğrencilerin, aynı sınıfa giden arkadaşlarına bazı lakaplar takarak, eğlenmeye çalışıyorlar. Bu olaya denk geldiğimde, arkadaşlarının yaşamış olduğu duyguyu anlamalarını, onlara anlatmaya çalışıyorum. Bir kişinin, karşısındakinin duygu ve düşüncelerini tam olarak anlamayabilmesi ve hissedebilmesi, farkındalık bakımından en iyi çözüm olduğunu düşünüyorum.
Akran zorbalığı, her yaş grubunda öne çıkan bir davranış biçimidir. Bu davranışın en kötüsü ise, zorbalığa uğrayan çocuğun, kendini önemsiz, güçsüz ve terk edilmiş olarak hissetmesidir. Bu durum ilerleyen zamanlarda, çocuğun depresyona girmesine ve özgüvenini kaybetmesine bile neden olabilir.
Çocuklar arasında yaşanan, bu davranışa kısa bir dönem bende maruz kaldım. Babam, Bartın Özel Tip Kapalı Cezaevinde infaz koruma memuru olarak görev yapıyordu. Çalıştığı kurumun, memurlara tanıdığı bazı haklar vardı. O haklardan biri de beş yıl süreyle lojmanda oturma hakkıydı. Babam da bu hakkını kullanmış lojmanlara taşınmıştık.
Lojmanlar, A blok, B blok ve C blok olmak üzere yan yana duran 3 binadan oluşurdu. Her binada 10 daire olup, toplamda 30 aile adliyenin lojmanlarında otururdu. Bize C blok 5. kat çıkmıştı. Tüm bloklarda oturan ailelerin bizim yaşımda çocukları vardı. Adliyenin servisi ile okula gidip geliyorduk. İlk zamanlar beni aralarına almak istemediler. Yeni taşınmıştık. Kendimi aralarında yabancı gibi hissediyordum. Hatta servise binerken, arabada herkes arkadaşına yer tutardı. Boş olan yerlere oturmak istediğimde buraya arkadaşım oturacak, arkaya geç derlerdi. O şekilde ayakta okula gittiğim çok olmuştu.
Lojmanda oturan akranlarım Fatih ortaokulunda okurlarken, ben Hendek yanı Ortaokulunda okurdum. Bu durum bile beni aralarına almamalarına yetiyordu. Okuldan döndükten sonra, lojmanın bahçesinde kendi aralarında oyunlar oynarlardı. Ben sadece dışardan onları izlerdim. Böyle davranmaları beni üzmüş olsa da, kendimi onlara sevdirmenin yollarını arardım.
Bir hafta sonu, lojmanın yakınında bulunan, mahallede akranlarım futbol maçı yapıyorlardı. Ben yine onları dışardan izliyordum. Futbol maçı, bir mahalle maçıydı. Bizim lojmanın çocukları, yenik durumdaydı. Aralarında kendime en yakın bulduğum kişi, Oktay'dı. Oktay, o maçta ayağını burkmuş, devam edememişti. Onun yerine beni oyuna aldılar. Belki de o yaşıma kadar oynadığım en mücadelemi sergilemiştim. Böylelikle o maçı biz kazanmıştık. O günden sonra, birbirimize daha yakın olmaya başladık. Artık beni aralarına almışlardı.
Akran zorbalığının önüne geçmek için de, hem eğitimcilere hem de ailelere, bazı görevler düşüyor. İlk başta yapılması gereken zorbalığı başlatan çocuk ya da çocuklarla iletişime geçerek, yaptığı davranışın yanlış olduğunu ve karşısındaki çocuğun bu durumdan çok etkilenerek üzüldüğünü hissederek konuşulmasıdır. Bu konuşmada, zorbalığı yapan kişiden herhangi bir özür diletme çabası içinde olmak da yanlıştır. Sadece, yaptığı davranışın yanlış ve kırıcı olduğunu söylemek, başlangıç için yeterli olacaktır.
Özellikle okullarda yaşanan bu davranışın, çözümü konusunda, rehberlik hizmetlerinden de faydalanılarak, en aza indirmenin yolları aranmalı diye düşünüyorum.