ENG
Hello Travelers
While driving on the road, I can't help but turn the steering wheel when I see the signs of ancient cities full of history in Turkey, which has hosted dozens of civilizations. How about listening to the story of an ancient city mentioned in the World Heritage List and seeing the works they left us? As soon as I saw the Letoon Ancient City sign, I got excited and turned my steering wheel in that direction.
I discovered the city while traveling on the Kaş and Ölüdeniz road route, one of the beautiful coasts of Turkey. Most of the ancient cities similar to this are located within the borders of Lycia. The region we call the borders of Lycia is actually the Mediterranean region. Since the Lycian Way is located on a very long line, its borders extend to the borders of Dalaman, close to the Aegean region. It is located in the Letoon Ancient City, between the borders of Antalya and Muğla. Its exact location is in the Kumluova neighborhood of Seydikemer district of Muğla. You can reach the city from Antalya center in approximately three hours with your own vehicle. Since its location is close to tourist areas, you will definitely come across a sign on the road route. For those coming from Kaş, after passing the Patara tourist resort, you will see the Letoon sign ahead. If you are coming from Ölüdeniz coastal road like me, you need to come to Gölbent neighborhood in Muğla's Seydikemer district.
An entrance fee of 85TL is required for Letoon Ancient City. Those who have a museum card do not pay a fee. Likewise, no fee is requested from our disabled brothers and relatives of martyrs. After passing through the toll booth of the city area, which has a large parking area, we start our tour. As we proceed along the wide road, neatly paved with stones, the first thing we come across is the Letoon Theatre. I can say that it covers a very large area, with twenty rows of lower and upper seating areas made of old stones. We can see the Hellenistic period features in this ancient theater that we see in most of the ancient cities of the Mediterranean region. The middle of the theater, that is, the area where the show takes place, seems to be buried underground.
Let me briefly talk about the story of Letoon Ancient City. On the information board at the entrance, they explained in detail why they named this place Letoon. The name of the sanctuary comes from Leto. According to the legend told by Nikander of Kolophon and Ovid, Leto escaped from Hera, took her twin children Artemis and Apollon from Zeus, whom she gave birth to on the Delos Island in the Aegean Sea, and came to a water source in Lycia. Fearing Zeus' extremely jealous wife Hera, the shepherds expel Leto and her children from here. Leto is so angry that he turns these shepherds into frogs. Later, a sanctuary was built for Leto and her children around the water source here.
As can be understood from the story, this place is known as a sacred area. There is a large temple right in the middle of the city. They built a large square-shaped temple by stacking old large stones on top of each other. The solid appearance of the three minarets rising in front of it and the round symmetrically arranged stones placed as support under it were very striking. There are actually seven of these round stones. But since the minarets on it were damaged, only three of them are standing. The mixture of black and brown-whitish stones also shows how magnificent and solid the temple was built.
Leto is on the left side of his temple, right above it are rocks standing side by side. They tried to create walls by carving some of these rocks. They probably built these walls for protection purposes. After all, this place was also used as a sacred area and religious center.
In the middle of the city, on the information board, it is written that there are three temples here. These temples belong to the gods Leto, Apollo and Artemis. The temple that is clearly visible today is the only temple belonging to the god Leto. It is also said that the water source here is healing. The puddle containing the sacred stones appears mossy and withdrawn. Perhaps the shepherds whom Leto turned into frogs still live here. 🙃The artifacts obtained as a result of the excavations are displayed neatly around the city.
The artifacts unearthed during the excavations have symbols reminiscent of human and animal faces and symbol patterns in different shapes. I don't know what these works mean, but I can say that I was really impressed as soon as I saw them. Now let me show you one by one.
I also really liked the wide stone-paved roads that allowed us to travel around the area comfortably. The authentic appearance of the trees on the roadsides in the city also attracts my attention.
The ancient artifacts and covered pavements around the temples also explain that there were shops here. It would be wrong to say that this place was used only as a religious center. When we look at the ruins, we can say that it was also used as a small trade center.
It was time for us to leave the ancient city of Letoon, with its surviving works and interesting story. I hope you enjoyed this trip as much as I did. Take care of yourself, see you on our other trips.
TR
Merhabalar Gezginciler
Yolda araba sürerken, belki de onlarca medeniyete ev sahipliği yapmış olan Türkiye'nin tarih kokan antik kentlerin tabelalarını görünce direksiyon çevirmeden yapamıyorum. Dünya Miras Listelerinde adı geçen bir antik kenttin hikayesini dinlemeye ve bizlere bıraktıkları eserleri görmeye ne dersiniz? Letoon Antik kent tabelasını görür görmez, heyecanlanmış ve direksiyonumu o yöne çevirmiştim.
Kentti, Türkiye'nin güzel sahillerinden olan Kaş ve Ölüdeniz yol güzergahında yolculuk yaparken keşfettim. Buna benzer antik kentlerin çoğu Likya sınırları içerisinde yer alıyor. Likya sınırları dediğimiz bölge aslında, Akdeniz bölgesidir. Likya yolu, çok uzun bir hat üzerinde yer aldığı için sınırları Ege bölgesine yakın Dalaman sınırlarına kadar dayanmaktadır. Letoon Antik Kentte, Antalya ile Muğla sınırları arasında kalmaktadır. Tam olarak konumu, Muğla'nın Seydikemer ilçesinin Kumluova mahallesinde yer almaktadır. Antalya merkezden kendi aracınızla yaklaşık üç saatte, kentte ulaşabilirsiniz. Bulunduğu konum itibariyle, turistlik bölgelere yakın olduğu için, yol güzergahında tabelasına mutlaka rastlarsınız. Kaş tarafından gelecek olanlar için, Patara turistlik beldesini geçtikten sonra, ilerde Letoon tabelasını göreceksiniz. Benim gibi Ölüdeniz sahil yolundan gelecekseniz eğer, Muğla'nın Seydikemer ilçesindeki Gölbent mahallesine gelmeniz gerekiyor.
Letoon Antik kent için, 85TL giriş ücreti talep ediliyor. Müze kartı olanlar ücret ödemiyor. Aynı şekilde engelli ve şehit yakını kardeşlerimizden de herhangi bir ücret talep edilmiyor. Geniş otopark alanı bulunan, kent alanının gişesinden geçtikten sonra, gezimize başlıyoruz. Düzgün bir şekilde taşlardan döşenmiş geniş yolda ilerlerken, ilk karşımıza çıkan, Letoon Tiyatrosu oluyor. Eski taşlardan yapılmış yirmi sıralık alt ve üst oturma alanlarıyla, oldukça geniş bir alanı kapsadığını söyleyebilirim. Akdeniz bölgesinin antik kentlerinde çoğunda gördüğümüz, Hellenistik dönem özelliklerini bu antik tiyatroda da görebiliyoruz. Tiyatronun ortası, yani gösterinin yapıldığı alan, toprak altında kalmış görünüyor.
Letoon Antik Kentin hikayesinden de kısaca bahsedeyim. Zaten girişte bilgilendirme panosunda, buraya neden Letoon adını verdiklerini ayrıntılı bir şekilde anlatmışlar. Kutsal alanın adı Leto'dan gelmektedir. Kolophon'lu Nikander ve Ovidius'un anlattığı söylenceye göre Leto, Ege Denizi'ndeki Delos Adası'nda doğurduğu Zeus'dan olan ikiz çocukları Artemis ve Apollon'u alarak Hera'dan kaçıp, Likya'da bir su kaynağı önüne gelir. Zeus'un aşırı kıskanç eşi Hera'dan çekinen çobanlar Leto ve çocuklarını buradan kovarlar. Leto çok kızdığından bu çobanları kurbağaya çevirir. Sonraları burada bulunan su kaynağının çevresine Leto ve çocukları için bir kutsal alan inşa edilir.
Hikayeden de anlaşıldığı üzere burası kutsal bir alan olarak anılmaktadır. Kenttin tam ortasında büyük bir tapınak var. Eski büyük taşları üst üste koyarak, kare şeklinde büyük bir tapınak yapmışlar. Önünde yükselen, üç minarenin sapasağlam görünüşü ve altında destek olarak yerleştirilen yuvarlak simetrik şekilde ayarlanmış taşlarda çok dikkat çekiciydi. Aslında bu yuvarlak taşlardan tam yedi tane var. Ama üstündeki minare sayıları, hasar gördüğü için üçü ayaktadır. Taşların, siyah ve kahverengi beyazımsı karışımı da tapınağın ne kadar gösterişli ve sağlam yapıldığını gösteriyor.
Leto, tapınağının sol tarafında, hemen üstünde yan yana duran kayalar var. Bu kayaların bazılarının içi oyularak duvarlar oluşturmaya çalışmışlar. Muhtemelen bu duvarları koruma amaçlı yapmış olabilirler. Sonuçta burası kutsal bir alan ve dini merkez olarak da kullanılmış.
Kenttin ortasında, bilgilendirme panosunda, burada üç tapınak olduğu yazıyor. Bu tapınaklar, Leto, Apollon ve Artemis tanrılarına ait. Günümüzde kadar belirgin bir şekilde görünen tapınak sadece Leto, tanrısına ait olan tapınaktır. Birde buradaki su kaynağının şifalı olduğundan da bahsediliyor. Kutsal taşları içine alan su birikintisi yosunlu ve çekilmiş bir vaziyette görünüyor. Leto'nun kurbağaya çevirdiği çobanlar, belki de hala burada yaşıyorlardır. 🙃Yapılan kazılar sonucunda elde edilen eserler, kenttin etrafında düzgün bir şekilde konularak sergileniyor.
Yapılan kazı çalışmalarında ortaya çıkarılan eserlerin üzerlerinde insan ve havyan yüzünü anımsatan simgeler ve değişik şekillere bürünmüş sembol kalıpları var. Bu eserlerin ne anlama geldiklerini bilmiyorum ama, gerçekten görür görmez etkilendiğimi söyleyebilirim. Şimdi tek tek sizlere de göstereyim.
Alanı rahat gezmemizi sağlayan taştan döşenmiş geniş yollarını da çok beğendim. Yol kenarlarındaki ağaçların, kentte verdiği otantik görünüm de dikkatimi çekiyor.
Tapınakların etrafında bulunan eski eserler ve üzeri kapalı kaldırımlar, burada dükkanların olduğunu da açıklıyor. Buranın sadece dini bir merkez olarak kullanıldığını söylemek de yanlış olur. Kalıntılara baktığımızda küçük bir ticaret merkezi olarak da kullanıldığını söyleyebiliriz.
Günümüze bıraktığı eserleri ve ilginç hikayesiyle, Letoon Antik kentten ayrılma vaktimiz gelmişti. Umarım bu gezimizden sizlerde benim kadar keyif almışsınızdır. Başka gezilerimizde görüşmek üzere, kendinize iyi bakın.