İnsanlardaki bir çok duygular, özellikle de aşk ile olanlar, mutluluk getirebildiği gibi, acıyı da yaşatan hislerdir.
Aşkın bence bir dengesi yok. Hatta mutluluk getirdiği kadar acıyı da çağırıyor. İnsanlar kusurlu oldukları gibi aynı zamanda hissettiği duygular da kusurlu. Ama bu kusurlar onun güzelliğini çalamıyor.
Gerçek aşkta, sevdiğiniz bir kişinin samimiyetini her koşulda hissedersiniz. Özlem duyduğunuzda, acıktığınızda, ıslandığınızda, yola çıktığınızda ve her sabah doğan güneşe baktığınızda onu hatırlarsınız.
Gün içerisinde 1 saniye bile aklımdan çıkmayıp bir de gece rüyalarımı süslemesi aşk mıdır bilmem ama ben daha önce böyle bir şey hissetmemiştim. Bütün zorluklara rağmen sabah güneşin doğuşunu, akşamsa batışını izledikten sonra kullandığı kelimeler daha bir anlamlı oluverdi.
Aynı şekilde birlikteliğin vermiş olduğu mutlulukta sizi dünyanın en iyi insanı yapabilir.
Bir de senin de eklediğin gibi en kötüsü de yapabilir Gezgin. Onu kaybetmemek için yapacaklarımı, yapabileceklerimi ben bile bilmiyorum.
Hayatta yaşarken, mutlu olmayı bilmeyen bir kişi, kendi mutluluğun yolunu da çizemez.
Bir de bu konu var tabii. Kendi duygularını kontrol edemeyen birisi nasıl kendini tanır, bilir? Bence bilemez.
Zamanla oluşan güven ve sadakat o aşkın devrilemeyen kaleleridir.
Bu kaleler olmadan hayatın devam edemeyeceği gibi tek bir taşı eksik olsa yıkılacak kadar hassas ama aynı zamanda da kenetlendiğinde yok edilemez kara delik gibi kalıcı oluveriyor bir anda.
Bu güzel yazı için çok teşekkür ederim Gezgin. Aklımda cümle olarak oturmadan olan, görünce "Evet, tam da bu!" dediğim harika bir yazı okudum. Ne ara bitti anlamadım bile. Ellerine, yüreğine sağlık ✨
!LUV