Güzel bir konuya değinmişsin. Sana tamamen katılıyorum. İçimizdeki tutku ve sosyal çevreden onay alma arzusunun itici güç olarak etkisi büyük. Bir de sen farklı düşünen birisin. Herkes gibi davranmıyorsun. Bu yönünü çok takdir ediyorum. Ben çevremde fotokopi makinesinden çıkmış gibi insanlar gördüğümde çok sıkılıyorum. Ve eninde sonunda ya kendim koşarak uzaklaşıyorum ya onları uzaklaştırıyorum.
Doğuştan gelen içimizdeki güce katkıda bulunan hiç şüphesiz ailelerimizdir. Kız çocukları için özellikle babalarının nasıl bir insan olduğu ve ne dediği çok önemli. Babamın benden beklentisi güçlü bir insan olup kendi ayaklarımın üzerinde durmam olmasaydı nasıl biri olurdum kim bilir.
Dediğin gibi sürekli gelişim önemlidir. Değişimden korkan, pısırık insanların mutlu olduklarını hiç görmedim. Hep "ne yazık ki"leri vardır onları. Harekete geçmektense hep bir kurtarıcı beklerler.
Bir de şunu fark ettim. Bir süre sonrasında çocukluğumuza doğru büyümeye başlıyoruz adeta. Çocukken yapmak istediklerimiz ama herhangi bir nedenle yapamadıklarımız yıllar sonra karşımıza çıkıyor. Ve hayallerimize kaldığımız yerden devam edebiliyoruz. Kendimi başkalarıyla çok fazla kıyaslayan biri değilim ama hayaller konusunda evet, gücümün çoğunu hayallerimden alıyorum diyebilirim.